Monday, February 29, 2016

Birgi



Önceki haftasonu en sonunda Birgi'ye gitmeyi başarabildik. Birgi'ye giden yol mu Birgi'nin kendisi mi daha güzel bilmiyorum. İzmir'de genel olarak yollarda olmaya bayıldığımdan abartıyor muyum diye de şüphe ediyorum her zamanki gibi. Ama bütün yol boyunca -kışın ortasında olmamıza rağmen- yemyeşil kırları, atları, inekleri kuzuları, sanat eseri gibi çiçeklenmiş ağaçları, çimlerin yeşilini örtecek kadar coşmuş papatyaları gelincikleri görmek bana Birgi yolunu sanki bir saatlik bir yağlı boya tablonun içinden geçerek bitirmişiz gibi hissettirdi. Abartmıyorum ya. Du bakim bi daha sorayım kendime, yok valla abartmıyorum. Eksiği var, fazlası yok.  Yalnız Birgi'ye gitmek için çok uygun bir gün seçtiğimiz söyleyemeyeceğim. Hava İzmir'den baya soğuktu ve ben çok da adetim olmayan bir şekilde baya üşüdüm. Köyü gezdik, eski evleri sevdik, tavukları kovaladık, teyzelerle köy mü güzel şehir mi muhabbeti çevirdik, tezgahlardan üç beş bişeyler aldıktan sonra buraya kadar geldik, Gölcük'e gidip göl kenarında oturup biraz öyle dönelim diye düşündük. Düşündük iyi güzel de, 10 dakikalık yolda, termometrenin gösterdiği sıcaklık 15'ten 0'a düştü. Ve göl, ayağını suda ıslatacak kadar yakınlaşmadığın sürece görünmeyecek şekilde sisler altındaydı. Güzel korku filmi, ya da klip filan çekilecek ortamdı, çocukla haftasonu gezisine aynı şekilde uygun olduğunu söyleyemeyeceğim:) Gölcük'ten yukardaki son fotoğrafı çekip, üç dakika kalarak son gaz Ödemiş'e Ödemiş köftesi yemeye döndük. Demir 'hayıv anne hayıvvv' gününde olduğu için köfteleri yiyip kalkmamız 10 dakika sürdü, o sebeple siz uygun bir ödemiş köfte fotoğrafı seçip bu yazının son fotoğrafı gibi hayal edin lütfen. Ben bir daha bu civara hava sıcaklığı 30 dereceyi bulmadan gelmem sanırım. Elbet temmuz sonu baharı özlediğimiz bir gün gelir, o zamana kadar elveda Birgi, elveda Gölcük, elveda mecburen ve maalesef Ödemiş köftesi!

4 comments:

  1. mecburen ve malesef Ödemiş köftesi ahaahahaah :)) çünkü veda etmesen sana küsebilirdi köfteler, iyi etmişin bwbişim :P

    Valla ben zaten İzmir ve çevresinin hep aşığıydım, siz orda yaşamaya başladığınızdan beri gözümde iyice bi büyüleyici şehir kıvamına büründü! Turizm bakanlıgına git, anlat, böyleyken böyle de, bakın şehrinizin değerini yükseltiyorum de, uygun bir ücret karşılığında seve seve ve geze geze ülke turizmine katkı sağlamaya devam edebilirim de. Bide selamımı söyle, adamı delirtmesinler. Yan gelip yatma yeri değil orası, az çalışsınlar:P

    Birgi'yi bilmiyom da, yazın sizde kalma ve mümkünse her gün Altınkum/Ilıca yapma hayali kuruyom :P Çok mu yannış yoldayım yoksa Fındaaaaa :D

    Ha bide seviyorum <3

    ReplyDelete
    Replies
    1. La asiyem bi gel de şu geldim gelecem muhabbeti bi bitsin artık. 3. yazımıza giriyoz bunca zaman gelmediğiniz ayıp değil bildiğin günah. Beni daha konusturma yorgunum nolur:)

      Delete
  2. 13 yıldır izmir'de yaşıyorum ve hala iç anadolu'da yeşilin y'sini göremediğimiz mevsimlerde burda o yeşili görmek bende hayretler uyandırıyo bebeğim. hep o dediğin tablonun içinde yaşıyo hissi bile İzmir'i sevmek için yeterli sebep ❤ yalnız 13 yıllık izmir hayatımdan sayende utanıyorum. bu ne güzel gezmek, sayende listemiz çok kabardı :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. bi buyuk arabaya dolusup hep beraber gezmeliyiz belki de kim bilir:)

      Delete