Üzerinden çok zaman geçmiş olsa da bu fotoğraflar ve iki satır yazı burada olsun istiyorum. Geçtiğimiz Kurban bayramını Mersin-Silifke-yayla arasında geçirdik. İtiraf etmeliyim ki 2 yaş krizinin kitabını yazan ve 'benim' ve 'hayır' demek dışında pek konuşmayı tercih etmeyen iki kuzen arasında resmen her gece savaştan çıkmış gibi attık kendimizi yataklara. Ama bilirsiniz üzerinden biraz zaman geçince insan yorgunlukları unutur, güzel şeyleri hatırlar. Mis kokulu sülalenin tek kız torununu, evcilleşmiş kelebeklerin tüm gün süren dansını, bahçeden ahududu&böğürtlen yemenin keyfini, evden çıplak ayak çıkıp bahçedeki çime zıplayabilmeyi mesela. Ne zaman yaylaya çıksak ya da büyük babannenin evine gitsek, ağaçlara çiçeklere hayran hayran bakıp dokunmayı bırakın köşede kendi halinde büyüyen maydonaza naneye bile serenad yapacak kıvama geliyorum. En kısa zamanda kendime ve tüm isteyenlere bir küçük bahçe bir limonla bir de zeytin ağacı diliyorum.