Yazıların arası tahmin ettiğimden daha çok açıldı her zamanki gibi. Nerde kalmıştık? Evet çocuğunuzla Nice'e gittiniz bir haftalığına ve çevre kasabaları da görmek istiyorsunuz. O zaman tramvaya binip tren istasyonun olduğu Niceville durağında iniyorsunuz ve hemen girişteki gişeden Cannes'a tren bileti alıyorsunuz(kişi başı 7 euro) ve muhtemelen 10 dakika içinde trene binmiş Cannes'a doğru gidiyor oluyorsunuz. Yol yaklaşık 40 dakika sürüyor. Antibes bu yolun ortasında kalıyor. Gidişte ya da bizim gibi dönüşte minimum 2 saat ayırıp gezmelisiniz.
Çok açık olmak gerekirse Cannes tatilimizin en az beğendiğimiz noktasıydı. Trenden indikten sonra sahile doğru yürürseniz yol üzerinde Cannes film festivalinin yapıldığı, daha önce beklentileri pek karşılamadığını duyduğum binaya ulaşıyorsunuz. Biz resmen kırmızı halının yıkama gününe denk geldik ve kırmızı halıda artistik pozlar vereceğimize çıplak beyaz merdivenlerde nerde olduğumuzun bile anlaşılmadığı birkaç şaşkın poz verebildik. Cannes'a yarım gün ayırdığımız için Nice'te de gördüğümüz ama binme ihtiyacı duymadığımız turist trenleriyle gezmeye karar verdik. Trenler saatte bir sahildeki kalkış noktasından kalkıyor ve size bir saatlik bir Cannes turu yaptırıyor. Cannes kalesine kadar çıkarıp bir on dakikalık fotoğraf molası verip tekrar sahile bırakıyor. Biz bu turdan sonra sahilde bulduğumuz bir restorandan karnımızı doyurup trenle gezerken gözümüze kestirdiğimiz bir plaja attık kendimizi. Deniz soğuk ve vasattı ama Cannes'da bir plajda kıkırdayan Demir'in sesiyle kuma bulanmak çok keyifliydi. Gözümüze, yüzümüze her tarafımıza kum doldurduğumuza emin olduktan sonra silkelendik ve Antibes için o kumlu ve tozlu halimizden hiç utanmadan tekrar tren istasyonuna gittik. Sevimli ve eski şehir kısmı favorimiz olan mini Antibes maceramız bir sonraki yazıda.
Sağlıcakla, tatil planları ve hayalleriyle kalın!