Showing posts with label bershka. Show all posts
Showing posts with label bershka. Show all posts

Sunday, May 20, 2012

bütün insanlar eşittir, ama bazı insanlar öbürlerinden daha eşittir.


Hayvan Çiftliği’ni okumayı bitirip, üzerine Veda’yı tekrar izlediğim ve bu nedenle kendim başta olmak üzere bütün insanlıktan nefret ettiğim bir pazar öğleden sonrası.  
 Bu işlevsiz negatifliği bertaraf etmek için az sonra kendimi en yakındaki çiçekçiye atıp bir buket çiçek için pazarlık yapacağım. Sonra da kitapçıya uğrayıp bu kez gülümsetip, unutturacak bir kitap alacağım. Yarın yine bir kot bir tshirt kendimi ne kadar rahat hissettiğimi düşünüp, online alışveriş sitelerinde başka almadık ne renk pantolon kalmış diye bakıp, akşam eve dönüp Fringe izlemek için sabırsızlanacağım. 
Bak böyle düşününce bir insanın sahip olması gereken herşeye sahipmişim gibi geliyor. 
Kitaplar, çiçekler, henüz izlenmemiş Amerikan dizileri ve renkli jeanler.

Neye ihtiyacınız varsa, onun sizinle olacağı bir hafta olsun!


Jean:Bershka, Tshirt:Bahçeliden, Ayakkabı:Zara, Çanta:Asos

Sunday, April 15, 2012

Flowers



Moda denen kutsal varoluş hayatımda olmasa tek renk, desensiz çok minimalist bir gardrobum olurdu sanırım. Hatta bir butik açacak olsam adı "I believe in minimalism" olurdu. Ama gel gör ki ben de bazen  moda olanın buyurduğundan başka gözü birşey görmeyen bir zavallı faniyim. Çiçek desenini neremizde nasıl kullanacağımızı şaşırdığımız şu günlerde benim akıma dahil olduğum nokta tam da burası.

*Pantolonu H&M'deki 34 beden modelin üzerinde görüp aynı şekilde giyibileceğini düşünen, iyimserliği tavan yapmış kendimi bir öper sarılırım:)

Pantolon:H&M, Gömlek:Mavi Jeans, Ayakkabı:Bershka, Çanta:Zara

Friday, January 13, 2012

fark var





Siz görüşmeyeli bu botların başına acayip şeyler geldi. Hatta bu botlar yüzünden bir emektar ayakkabıcı mesleği bırakmaya karar verdi, bir cefakar ana hayata küstü. 

Şimdi efendim, botumun üzerinde bir yağ lekesi gören annem yağ çözücü ile olaya hızlı bir giriş yapıp bot üzerinde beyaz hareler bıraktıktan sonra benim hışmımla hız kesmek zorunda kalır. Yaşadığı çılgın vicdan azabıyla geçen sezondan olan bu botun aynısını bütün mağazalarda arayıp bulamayan pişman anne, daha sonra botu aldığım paranın yarısını kendinden botu aslını bozmayacak şekilde boyamayı teklif eden ayakkabıcıya vermeyi kabul eder. Ayakkabıcı botları bir hafta sonra çimento gibi boyadığı bu hali ile teslim etme cesaretini gösterir. Öncesi ve sonrası aradaki farkı başka kimse anlamamış gibi görünse de muhteşem eskimiş dokusunu kaybeden botlarını gören öfkeli kız çocuğu hem ayakkabıcıyı hem de annesini bu başarısız ortaklığa pişman eder. Botların sahibesinin aralıksız 30 dakikalık bıdıbıdılamasının ardından ayakkabıcı nefes darlığı çekerek yakasını yırtmaya çalışmış ve mesleği bırakacağını söylemiştir. 1.70lik anne de küçülmüş küçülmüş minicik kalmış, pek anlaşılmayan tiz birkaç ses çıkarmıştır. 
Evet, bu kadar abartmaya ne gerek vardır, sonuçta hepi topu bir çift bottur. 
Ama bazı insanların bazı hassasiyetleri vardır, ve bunları kimin öğrenmesi gerekiyorsa, onlar öğrenmelidir. 
Nihohahahayyttt!!!!

Yazarın notu: Hikaye kısmı bir yana, botları siyaha boyatmayı düşünüyorum. İtirazı olan?


Jeans:Bershka, Şal:Mango, Botlar:İnci

Sunday, November 13, 2011

it feels good to be home

Tatil postları iyi hoş ama bugün dışarı çıkınca düşündüm de memleketin kışın bile yüzümüzü aydınlatan güneşi de, kurumuş yaprakları da, ayazı da bir başka yahu:) 
Bayram tatili postlarına bir güneşli Ankara pazarı postu ile ara verelim, sonra son gaz griler, soğuklar, köprüler, kaleler, kiliseler devam edicez
Herkese güzel haftalar!