Monday, June 2, 2014

Londra-I

Bir bebekli hayat elimizden tatilimizi alamaz atarının ve birbirimizi gaza getirmenin sonucunda 12.5 aylık minik( artık çok da minik olmadığını dönüşte 2 saat boyunca dizimde uyurken ayaklarını ağzıma sokmasından anladık aslında) yavrumuz kucağımızda, 2 valiz, 1 puset elimizde kendimizi Londra'ya attık. 
Attık ama benim yağmuruna çamuruna inat hazırladığım, pullu payetli etekler, dantel kimonolar, bez espadriller, baharlık blazerlarla dolu valizimizle. 
Nasıl iyimser bir valiz hazırlamışım hiç kıyamadım kendime, hemen gidip (mecburen) bir yağmurluk bir düzgün ayakkabı filan alayım şuralarda biyerlerde bir oxford street olacaktı dedim. Ama Demir öyle demedi. Meşhuur Primarka adımımızı atar atmaz huysuzlandı ve "Beni buraya sincap besleme vaatleriyle getirdiniz kandırıkçılar" anlamına gelen uzayan ve bitmek bilmeyen nidalarıyla alışveriş turumuzu başlamadan bitirdi. 
Can havliyle kendime 8 poundluk dünyanın bu en zavallı yağmurluğunu alabildim buna da şükür diyerek. 
İlk gün anladım sevgili okur, bu tatil başka hiçbir tatile benzemeyecekti. 
Aşırı akıllı oluyorum bazen, aferin bana<dişlerini sıkan smiley>


8 comments:

  1. mavi uyumunuzu severim ben sizin! ama en çok demir oğlanın o gülüşünü severim, kusura bakma bebeğim! neticede sevimlilik kat sayısı diye bi şey var yani :)

    ReplyDelete
  2. Yazının devamını merakla bekliyorum. Bilirim bebekli seyahatlerin zorluğunu, iki bebek arabasıyla Venedik e bile giden biri olarak. Ama inanın çok hoş bir anı olacak ileride....

    ReplyDelete
  3. Ama oldu bitti başardiniz :) bu köprü, Duru'nun yaladığı köprü ^^

    ReplyDelete
  4. haha canim benim.. elbette cocuklu tatil diger tatillere benzemeyecek.. mizmizlik yapmasa da benzemeyecek :) Oncelikle bu yola bas koydunuz (canlarim benim) en cok ben sevindim.. beni biliyorsun, tam 40 gunluk basladim ben Alpcan'li seyahatlerime. Gobisimdeyken de bolca gezip ona anlatmistim hep.. :) Tavsiyem onu alistirmak icin daha cok deniz tatilleri yapmaniz.. Kultur gezileri hep bi parca daha zor oluyor.. Yine de her ne olursa olsun, kafan degissin, derin nefes almanin huzuruna eris, Avrupa'li dusunmeye ve yasamaya bi adim daha yaklas (medeniyetlerine asigiz bi sekilde) ve en azindan korna calan ayiciklari gormeden soyle huzurla bi tatil yap mantigi ile vazgecmeyin.. Tum gun oturup sincap bakinmak bile olsa deger kanimca.. Oh be ! seytanin bacagini kirdin.. Operim cok.. :)

    ReplyDelete
  5. hayır yeğenim mavi olmasa resmen rengin patenti sizin olsun kimse giyinmesi diyeceğim. Ki bugün üstten aşağı maviyim sizi görünce bu uçal ailesinin rengi çabuk çıkar hiç olmuş mu sana diye saçmaladım. Yalan değil. Nasıl güzel fotoğraflar, nasıl tatlı bir yumuk sincap, nasıl güzel bir aile ve nasıl şahane kadınsın. Yaaaaa seviyorum ulen, yakarım maşallah demeyeni

    ReplyDelete
  6. bence kasket ve mavinin harika tonunu üzerinde barındıran yağmurluğunla oldukça cool görünüyorsun
    maşallahhhh

    ReplyDelete
  7. bende yağmurluğu çok begendim, rengi şahane. oradayken alınanları beğenmiyoruz ama buraya gelince cogu şey hazine gibi oluyor :)

    ReplyDelete
  8. Bu kadar sevimli bir mahlukatın mızırdanıp, arıza çıkardığına inanasım gelmiyor. İngiltere'nin kimseyi yağmursuz yollamadığını da bir kez daha görmüş oldum. Güneşi hiç yok o ülkenin.Ben sadece bir hafta dayanabildim.

    ReplyDelete