"Çimleri depelemeyin Funda hanım" diye peşimden koşan apartman görevlisine aldırmadım, yattım çime, Demir'i kucağıma oturtup, aşağıdan gökyüzü fonlu bebeğimin suratını seyrettim.
Oğlumun göz kapaklarındaki damarları sevdim. İnsan büyüdükçe göz kapaklarındaki damarlar daha az görünür olur. Bebek şeffaflığı ve göz kapağındaki damarlar arasında bir ilişki var diye düşündüm.
Kasım ortasında açık havada 20 sayfa kitap okudum. Bir çocuğun ağzından anlatılan kitapları hep daha çok severim. Güneş yanaklarımı kızarttı, mutlu oldum.
Duman'ın Yürek klibini izledim. Daha basit ve daha şahane bir klip izlemedim sanırım.
Her zaman yaptığım kekin içine biraz tarçın ekleyip üzerine elma dilimi koydum.
Sadece yatağının parmaklıkları arasından bakıp "bıdık" diyerek Demir'i gülme krizine sokmayı becerdim.
Bir akıl verdim, bir tavsiye aldım, üç güzel hayal kurdum.
Ne de güzel etmişsin! Beni de gülümsettin..Böyle güzel olacaksa sonuçlar "çimleri depeleyin Funda hanım:))"
ReplyDeletegünlerinin özeti bile sevimli, lezzetli ve kaymak kokulu <3
ReplyDeleteoooo.."depe depe" kullan sen o çimleri:) aidat öderken canımız çıkıyor bu sitelere...bir de çimlere mi oturmayacağız. Keyifini çıkart, o bıdık, seffaf göz kapaklarını öperim Demir'in de. İlet lütfen:)
ReplyDeleteanlar o:)
Yazdıklarını okumaya bayılıyorum. keşke ben yazsaydım bu satırları diyorum :)
ReplyDeletehep yaz sen lütfen.
Sevgiler
Damla
Valla ben de boyle icime işleyen yazıları cok az bulurum ;)) cok guzel anlatım
ReplyDeletecok da guzel anlatmıştınız
ReplyDelete