Monday, January 9, 2012

İnsanlar var, bir de otlar.






Bu fotoğraflar ne giydim fotoğrafları değil, bu yazı da ne aldım/ne yaptım yazısı değil. Bu bir herkes kendi evinin önünü süpürürse heryer tertemiz olur yazısı. 

Hemen derdimi anlatıp gideceğim. Hani sen bazen kendine bile faydalı olamıyorsun ya. Senin bir de başkasına ve hatta çok fazlasına fayda sağlayabilen versiyonların var. Sen ağaçları, ormanları katlediyorsun gözünü kırpmadan belki ama koskoca bir bozkırı kocaman bir ormana dönüştürmek uğruna bütün bir ömrünü harcayanlar da var. Seni neden senin ormanın yok diye kınadığımdan değil, bak benim de dikili bir ağacım yok. Ama bunu başarabilmişlere, sana nefes aldığın şehirde içine soluduğun oksijeni armağan edenlere bu  kini nasıl besliyorsun merak ediyorum. İnsanı bazen öfkesi, kini, hırsı kör ediyor da. Bir şehirde varolan en büyük ormana sahip kampüse,  bu kampüsün insan boyu otlarına, bira içen, müzik dinleyen, dans eden, pek acayip giyinen, memleketin en akıllı çocuklarına kafayı takmak da nesi? 

Ne dediğimi anlamayanlar anlamamakta haklı. Şöyle ki. Geçen hafta son zamanlarda izlediğim en komik haberi izledim bir internet sitesinde. ODTÜ'deki insan boyundaki dev otlardan, otlar yüzünden görünmeyen tabelalardan filan bahsediyordu. Bütün bunlara da rezalet gibi birşeyler diyordu. Pazar günü son 9 yılımı geçirdiğim o otların arasına gittim baktım tekrar, inan o kadar tehlikeli görünmüyorlardı:)


Yazarın notu: Kemal Kurdaş'ın ODTÜ Yıllarım adlı kitabı yalnızca bir ODTÜ hikayesi değil, kapakta da yazdığı gibi gerçek bir hizmetin hikayesi. Okumamış olanlara şiddetle tavsiye.

9 comments:

  1. kendini ifade ediş şeklini çok seviyorum..:)

    outfit postu diil demişsin ama doğayla uyumlu şahane bir outfit bu, çabasız şıklık!

    ReplyDelete
  2. odtü ile bir alakam olmasa da kitabı merak ettim...
    teşekkürler paylaşım için...

    sevgiler...

    ReplyDelete
  3. Yazini gormeden, ne yazacagini fotograflardan tahmin etmem hic zor olmadi, o haberi bildigimden!
    ---Insan boyunda otlar, bos bira siseleri (egitim kurumunda, tovbee!), en pis bolum cevre muhendisligi (copculuk o bolum cunku), en temiz yer lojmanlar (hii demek temizlik bi buraya goturuluyor!)---

    Bu haber musveddesine bu karsilik pek yerinde olmus Funda'cim, tesekkurler!;)

    Son Insaat Bolumu toplantisinda Kemal Kurdas'la ilgili cok hos bir ani duymustum. Kendisi agac dikmeye, diktirmeye o kadar niyetliymis ki, bos gezen ogrenci gormesin, tutup kolundan agac diktirirmis. Bizim hocalarimiz uzaktan O'nu gorunce 'kacin, Kemal hoca geliyor, agac diktirecek yine' derlermis;) 'Yesil tutkusu' boyle bir sey olsa gerek;) Ruhu sad olsun!

    ReplyDelete
  4. bir odtulu daha kesfettim yasasın
    bende videosu var daha dogrusu dvdsi
    kemal kurdasın sahane bir adam
    kesınlıkle ızlemelısın

    ReplyDelete
  5. Hala dokunulamamış bazı yerler ve bazı insanlar var sevgili Funda,acaba onlara da nasıl dokunur,nasıl rahatsız edebilirimin çabasıdır bu!!Akıllı insanı uyuşturmak zordur,onun çabasıdır bu!!aslında daha bir sürü şeyin çabasıdır ama onları buraya yazmaya ne kelimeler yeter ne de benim sinir katsayım!!
    Ellerine sağlık,yine ne güzel yazmışsın,keşke daha çok yazsan,daha çok okusak seni.. :)
    sevgiler,

    ReplyDelete
  6. inanılmaz korkuyorum o otlardan ben de, üstüme üstüme geliyolar sanki..:)))
    ah bebegim sen istedigin kadar kız, öfkelen.. poşet gibi sıkıştırıp büzemedikten sonra o boşboğazlıların ağzını, daha odtüyü neler götürecek neler..
    otlar bahane, trenchcoat şahane!

    ReplyDelete
  7. harika bir post...
    bu bloğu çok sevdim.
    sevgiler
    chfashiontrend@blogspot.com

    ReplyDelete